Pisagor Kimdir? Pisagor’un Hayatı, Teoremi ve Eşek Davası Hakkında Bilgi

0

Pisagor kimdir? Antik Yunan filozofu Pisagor’un hayatı, ünlü Pisagor Teoremi ve Eşek Davası’nın anlamı hakkında detaylı bilgilere bu yazıda ulaşabilirsiniz.

Tarihin en gizemli ve etkileyici düşünürlerinden biri olan Pisagor, yalnızca bir matematikçi değil, aynı zamanda bir filozof, bilim insanı, mistik ve öğretmendi. Antik Yunan döneminde yaşamış olan bu büyük düşünür, günümüz matematiğinin temellerinden bazılarını atmış ve özellikle kendi adıyla anılan Pisagor Teoremi ile ölümsüzleşmiştir. Ancak Pisagor’un katkıları yalnızca bu teoremle sınırlı değildir. Felsefe, astronomi, müzik teorisi ve dini düşünce sistemleri üzerinde de derin izler bırakmıştır.

Pisagor

Pisagor’un Doğumu ve Yaşamı

Doğumu ve Erken Yaşamı

Pisagor, M.Ö. 596 ya da 588 yıllarında, Ege Denizi’nde bulunan Samos (Sisam) Adası’nda doğmuştur. Ancak doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Aynı şekilde ölüm tarihi de tam olarak saptanamamıştır, ancak M.Ö. 500 yıllarında hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir.

Seyahatleri ve Öğrenimi

Pisagor’un gençliğinde geniş çapta seyahat ettiği bilinmektedir. Mısır, Babil ve belki de Hindistan gibi medeniyet merkezlerine gitmiş ve bu yerlerde rahiplerden ve bilim insanlarından eğitim almıştır. Bu eğitimler arasında matematik, geometri, astronomi ve mistik öğretiler yer alır. Pisagor’un bilgeliği ve bilgisi, yaşadığı dönemde bile büyük hayranlık uyandırmıştır.

Kroton’a Göç ve Okulun Kuruluşu

Samos’taki politik baskılardan bunalan Pisagor, İtalya’nın güneyindeki Kroton (bugünkü Crotone) şehrine yerleşti. Burada kendisine özgü bir topluluk ve okul kurdu. Bu okul, yalnızca akademik değil aynı zamanda dini ve etik kurallara dayalı bir yaşam biçimi sunuyordu. Pisagor’un okulu aristokratlardan oluşmaktaydı, bu da zamanla halk arasında huzursuzluk yaratmıştır.

Pisagor’un Ölümü ve Efsaneler

Pisagor’un ölümüne dair farklı rivayetler vardır. En yaygın anlatıma göre, okulu halkın ayaklanması sonucu ateşe verilmiş, Pisagor ve öğrencileri bu yangında hayatını kaybetmiştir. Bu olay M.Ö. 500 civarında gerçekleşmiştir. Bu trajik olayla birlikte Pisagor’un ve takipçilerinin pek çok çalışması da yok olmuştur.

Pisagor’un Felsefi Görüşleri

Ruhun Ölmezliği ve Reenkarnasyon

Pisagor, yalnızca matematikçi değil, aynı zamanda bir mistikti. Ona göre, insan ruhu ölümsüzdür ve ölümden sonra başka bir bedende yeniden doğar. Bu inanış, reenkarnasyon kavramının eski çağlardaki en güçlü temsillerinden biridir.

Pisagor, insanlarla hayvanlar arasında yakın bir bağ bulunduğuna inanırdı. Bu yüzden, et yemeyi reddederdi ve tüm canlılara saygı duymayı öğretirdi. Bu öğreti, Pisagorculuk akımının temel taşlarından biriydi.

Evren ve Sayılar

Pisagor’un en ünlü sözlerinden biri:
“Evrenin hakimi sayıdır. Sayılar evreni yönetiyor.”
Bu görüş, onun sayılara olan derin inancını ve sayılar üzerinden evreni anlama çabasını yansıtır. Pisagor’a göre, her şey sayılara indirgenebilir ve evrendeki tüm düzen bu temel üzerine kuruludur.

Pisagor

Pisagor’un Matematiğe Katkıları

Aksiyomatik Sistem ve İspat Düşüncesi

Pisagor’un matematiğe yaptığı en büyük katkılardan biri, aksiyomatik düşünce sistemini getirmesidir. Yani, matematikteki sonuçların birtakım kabul edilmiş aksiyomlar ve postülatlar yardımıyla ispatlanması gerektiğini ilk savunan kişidir.

Pisagor’dan önce geometri, tecrübeye dayalı ve sezgisel kurallar bütünüydü. Ancak Pisagor, bu alana mantıksal ispat yöntemlerini sokarak modern matematik anlayışının temellerini attı.

Çarpım Tablosu ve Sayı Sistemi

Çarpım cetvelinin sistematik biçimde uygulanması, Pisagor tarafından geliştirildi. Ayrıca sayıların geometrik şekillerle ifade edilmesi, sayısal sembolizm, onun öğretisinde önemli yer tutar. Gerçel eksenin sayı sisteminde kullanılması fikrini de ilk kez Pisagor ortaya atmıştır.

Pisagor Teoremi (Pisagor Önerme ve Davası)

Teoremin Tanımı

Pisagor’un adıyla ölümsüzleşmiş olan en ünlü matematiksel ifade:
“Bir dik üçgende, dik kenarlar üzerine kurulan karelerin alanlarının toplamı, hipotenüs üzerine kurulan karenin alanına eşittir.”
Bu teorem şu şekilde formüle edilir:

a² + b² = c²
Burada a ve b dik kenarları, c ise hipotenüsü temsil eder.

Teoremin Önemi

Pisagor Teoremi, yalnızca geometri için değil, matematiğin genel gelişimi açısından da hayati önem taşır. Bu teorem sayesinde, rasyonel olmayan (irrasyonel) sayıların varlığı ilk kez ortaya çıkmıştır. Örneğin, bir dik kenarı 1 birim olan dik üçgende hipotenüsün uzunluğu √2 olur. Bu sayı, rasyonel sayılarla ifade edilemez.

Eşek Davası (Pont aux Ânes)

Pisagor Teoremi, halk arasında bazen “Eşek Davası” olarak da anılır. Bu deyim, Fransızca “Pont aux ânes” (Eşek Köprüsü) deyiminden gelir. Eşeklerin körü körüne gittiği yollarda engelleri aşmakta zorlandıkları düşünüldüğünden, yalnızca bilgisizlerin geçemediği, basit ama kritik bilgi anlamına gelir.

Pisagor Teoremi, eğitimsiz insanlar için karmaşık görülebilir, ama matematik bilen biri için temel bir bilgidir. Bu nedenle bu benzetme kullanılır.

Pisagor ve Müzik

Pisagor, matematikle yalnızca geometri üzerinden değil, müzik teorisi üzerinden de ilişki kurmuştur. O, farklı uzunluktaki tellere vurulduğunda oluşan seslerin orantılı olduğunu keşfetti. Bu keşif, müzikte armoni kuramının doğmasına yol açtı.

Ses ve Sayı İlişkisi

Pisagor’un en dikkat çekici buluşlarından biri, telin uzunluğu ile çıkan sesin frekansı arasında matematiksel bir ilişki olduğunu fark etmesidir. Örneğin, bir telin uzunluğu yarıya indirildiğinde, sesin frekansı iki katına çıkar. Bu, oktav ilişkisini doğurur ve modern müzik teorisinin temel taşlarından biridir.

Pisagor’un Kurduğu Okulun Özellikleri

Pisagor’un kurduğu okul, yalnızca bir bilim merkezi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı ve felsefe okulu idi. Bu okulda eğitim alanlar:

  • Et yememek

  • Mülkiyeti ortak kullanmak

  • Sıkı bir disipline uymak

  • Gece boyunca yıldızları gözlemlemek

  • Mistik sembollerle düşünmek

gibi kurallara tabi tutuluyordu.

Bu okulda eğitim görenlere “Pisagorcular” denirdi. Bu grup, matematiksel düşünceye kutsallık atfederdi. Sayılar, yalnızca hesap araçları değil, varlığın özüdür.

Pisagorculuğun Etkileri ve Mirası

Antik Çağ Üzerindeki Etkisi

Pisagor’un kurduğu felsefi ve bilimsel sistem, Platon gibi büyük filozofları derinden etkilemiştir. Platon, özellikle evrenin düzeni ve sayıların doğası konularında Pisagorcu öğretileri benimsedi.

Rönesans Döneminde Pisagor

Pisagor’un öğretileri Orta Çağ boyunca el yazmalarıyla korunmuş, Rönesans döneminde ise yeniden ilgi görmüştür. Bu dönemde, matematiksel doğa anlayışı gelişmiş ve Pisagor’un “sayıların evrensel düzeni” fikri, bilimsel devrime ilham vermiştir.

Sonuç

Pisagor, insanlık tarihinin en çok konuşulan ve en çok etkileyen bilim insanlarından biridir. Onun yaşamı gizemlerle doludur, ancak bıraktığı miras tüm zamanlara yayılmıştır. Pisagor Teoremi, günümüzde okul kitaplarından mühendislik uygulamalarına kadar her alanda kullanılmaktadır.

Felsefi, bilimsel ve mistik yönleriyle Pisagor; hem bilimsel yöntemin hem de manevi düşüncenin öncüsü olmuştur. “Evrenin hakimi sayıdır” diyerek çağları aşan bu düşünür, bize yalnızca matematiği değil, evreni sayılarla anlamayı da öğretmiştir.


Leave A Reply