Mondros Ateşkes Antlaşması Sonrası Yaşananlar Nelerdir?

0

Birinci Dünya Savaşından yenik ayrılan Osmanlı Devletinin imzaladığı Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasındaki durum ve olaylar maddeler halinde.

Mondros Ateşkes Antlaşması

Mondros Ateşkes Antlaşması Sonrası Yaşananlar

1. Mondros Ateşkesi ile Osmanlı’nın Fiilen Sona Erişi

30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndan çekildiğini resmen ilan etmiştir. Bu antlaşma, Osmanlı’nın askeri ve siyasi anlamda teslimiyetini simgeliyordu. Antlaşmanın hükümleri oldukça ağırdı; Osmanlı ordusu terhis edilecek, silahlar teslim edilecek ve İtilaf Devletleri istedikleri stratejik noktaları işgal edebilecekti. Bu durum, devletin fiilen sona ermesi anlamına geliyordu.

2. Osmanlı Yönetiminin Teslimiyetçi Tutumu

Ateşkes sonrası, Osmanlı padişahı Vahdettin ve onun başında bulunduğu hükümet, işgalci güçlere karşı direniş göstermek yerine, kendi tahtını koruma derdine düştü. Bu amaçla padişah, İngilizlerle iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Bu yaklaşımı destekleyenler, İngiliz Muhipler Cemiyeti gibi cemiyetler kurarak İngiliz mandasını savunmaya başladılar. Hükümetin bu tavrı, halkın ve milliyetçilerin tepkisini çekti.

3. Azınlıkların Milliyetçi Faaliyetleri

Osmanlı Devleti’nin zayıf düşmesini fırsat bilen azınlık gruplar, kendi bağımsızlık hayallerini gerçekleştirme yoluna gitti. Rumlar, “Mavri Mira” ve “Pontus Rum Cemiyeti” gibi yapılanmalarla Bizans’ı canlandırma hedefindeydiler. Ermeniler ise doğuda bağımsız bir Ermenistan kurmak için çeşitli örgütler aracılığıyla faaliyet gösteriyorlardı. Bu gruplar, İtilaf Devletleri tarafından da destekleniyordu.

4. Türk Halkının Direnişi: Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri

Bu dönemde Türk halkı, devletin içinde bulunduğu teslimiyetçi tutuma karşı çıkarak bağımsızlık ve egemenlik mücadelesi başlattı. Anadolu’nun birçok bölgesinde Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri kuruldu. En bilinenleri şunlardı:

  • Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

  • Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

  • Redd-i İlhak Cemiyeti (özellikle İzmir’in Yunanlarca işgaline karşı)

  • Trabzon Adem-i Merkeziyet Cemiyeti

Bu cemiyetler, halkın örgütlenmesini sağladı ve milli direnişin temelini oluşturdu.

5. Mustafa Kemal’in Önderliğinde Kurtuluş Mücadelesi

Türk milleti, bu karanlık dönemde bir lider etrafında birleşti: Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Paşa. Mustafa Kemal, devletin kurtuluşunun İstanbul’dan değil, halkın içinden örgütlenecek bir direnişle mümkün olduğunu savunuyordu. Bu amaçla, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak milli mücadelenin fiili önderliğini üstlendi.

6. Anadolu’nun İşgali

Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığı dönemde, Anadolu’nun pek çok bölgesi İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmişti:

  • İngilizler, Musul ve Güneydoğu Anadolu’da etkiliydi.

  • Fransızlar, Güneydoğu Anadolu’nun bazı şehirlerini (Adana, Antep, Maraş) işgal etmişti.

  • İtalyanlar, Antalya ve çevresinde bulunuyordu.

  • Yunanlılar ise 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkmış, Batı Anadolu’yu işgal etmeye başlamıştı.

Bu işgaller, halkta büyük tepki ve direniş duygusu uyandırdı.

7. Erzurum Kongresi: Milli İradenin İlanı

Mustafa Kemal, halkı bilinçlendirmek ve örgütlemek için ilk olarak Erzurum’a geçti. Burada, Doğu Anadolu’daki müdafaa cemiyetlerinin katılımıyla 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi toplandı. Bu kongrede:

  • Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı esas alındı.

  • Manda ve himaye kabul edilmedi.

  • Halkın egemenliği esas alındı.

  • Mustafa Kemal, kongrede oy birliğiyle başkan seçildi.

Bu kararlar, Türk milletinin kaderini kendi ellerine almak istediğini açıkça gösterdi.

8. Sivas Kongresi: Ulusal Birliğin Sağlanması

4 Eylül 1919’da Sivas’ta toplanan kongre, milli mücadelenin daha geniş tabanlı bir yapı ile sürdürülmesini sağladı. Bu kongrede:

  • Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında tüm cemiyetler birleştirildi.

  • Temsil Heyeti oluşturuldu ve başına Mustafa Kemal getirildi.

  • Milli direnişin tek çatı altında örgütlenmesi sağlandı.

Sivas Kongresi, Kurtuluş Savaşı’nın temel yönetim kadrosunu ortaya çıkardı.

9. Ankara’nın Merkez Seçilmesi

Sivas Kongresi’nin ardından Mustafa Kemal ve Temsil Heyeti, halkla daha yakın temas kurabilmek ve güvenli bir merkezde çalışmalarını sürdürmek için 27 Aralık 1919’da Ankara’ya geldi. Ankara, coğrafi olarak Anadolu’nun merkezindeydi ve iletişim yollarına hakimdi. Bu nedenle milli mücadelenin karargâhı haline getirildi.


Bu gelişmeler, Türk milletinin teslimiyet yerine direnişi seçtiğini, halk iradesiyle hareket eden yeni bir dönemin başladığını göstermektedir. Mondros Ateşkesi sonrası yaşananlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı süreci oluşturur.


Leave A Reply