Hell Motel dizisi finalinde neler oldu? Andy’nin intikam planı, Paige’in trajik sonu ve Doomed Service: DNA gösteriminde yaşanan şok edici olaylar bu yazıda!
Hell Motel’in Sonu: Andy ve Paige’in Yüzleşmesi
Hell Motel finalini Andy ve Paige’in kaçınılmaz yüzleşmesiyle noktaladı. Cold River Motel katliamından sağ kurtulan Paige, “Doomed Service” serisinin yeniden çekilecek bölümleri için tekrar çağrıldı. Andy ise eski görevine dönerek sinema ve anlatı teknikleri üzerine dersler vermeye başlamıştı. İkisi de yollarına ayrı ayrı devam ederken, Paige film çekimlerini tamamlayınca Andy ile yeniden bir araya geldi. Bu buluşmada geçmişi konuştular, fiziksel yakınlık yaşadılar ve Paige, hayatının yeni dönemine Andy’nin de eşlik etmesini istedi. Onu Doomed Service: DNA prömiyerine davet etti. Her şey olumlu başladı; izleyiciler Paige’i coşkuyla karşıladı. Fakat kısa süre sonra olaylar kontrolden çıktı. Peki neden? Hadi detaylara bakalım.
Spoiler Uyarısı
Paige Nostalji Yemiydi
Gösterim başlamadan hemen önce yönetmen Aaron, “Doomed Service” evreninde Caitlyn’in kızını canlandıracak oyuncu Paula’yı tanıttı. Kamera ve kurgu, bu anın sembolik anlamını vurguluyordu: Paige sahneden ayrılıyor, Paula sahneye çıkıyordu. Filmde Paige’in karakteri Baphomet tarafından başı kesilerek öldürüldü ve bu sahne onun aslında sadece bir geçiş figürü olduğunu ortaya koydu.
Paige, üçlemenin tamamında yer alacağını sanıyordu ama sahnedeki ölümü rolünün burada bittiğini net biçimde gösterdi. Gösterimi terk ettiğinde, Aaron onu yakalayıp her şeyin baştan beri böyle planlandığını itiraf etti. Paige sadece eski hayranları tekrar çekmek için bir “nostalji tuzağı” idi. Gerçek yıldız Paula olacaktı. Paige bu ihaneti dava etmekle tehdit etti, ancak Aaron bu tehdide aldırmadı.
Bu anlatı, son yıllarda birçok seride gördüğümüz stratejiye gönderme yapıyordu: eski karakterleri getirip kısa sürede yeni yüzlerle değiştirme. Bu yöntemi Scream, Halloween, The Shining, Candyman, Hellraiser, Saw, The Exorcist, The Omen ve I Know What You Did Last Summer gibi yapımlarda defalarca gördük. Yapımcılar, yaşlı oyuncuların ekranda fazla yer almasının seyirciyi kendi yaşlılığıyla yüzleştirdiğine inanıyor. Bu ise büyük bir yaş ayrımcılığı. Dahası, bu oyuncuların çoğu kariyerlerinde başka projelerle öne çıkamamış olduklarından, sadece bu serilerde var olabiliyorlar.
Ancak biz tüm bunları tartışırken, sektördeki özgünlük eksikliğini çoğu zaman göz ardı ediyoruz. Üreticiler yeni fikirler konusunda temkinli, izleyici ise nadiren bu özgün işlere ilgi gösteriyor. Sonuç olarak, nostalji uğruna Paige gibi karakterler araçsallaştırılıyor.
Andy, Caitlyn’in Oğluydu
Film bittiğinde jenerik akmaya başlamadı. Yerine Caitlyn ve Joey’e ait ev videoları, ardından Cold River Motel cinayetlerinde hayatını kaybeden herkesin görüntüleri ekrana geldi. Aaron bu görüntüleri durdurmaya çalışırken, tanımadığı bir kişi tarafından pala ile öldürüldü. Seyirciler kaçarken, geride sadece Paige ve Andy kalmıştı.
Burada Andy, annesi Caitlyn’in oğlu olduğunu – biraz muğlak şekilde – açıkladı. Annesinin ölümü bir eğlence unsuru haline getirildiği için tüm bu kişilerden intikam almak istediğini söyledi: Hemmingway, Portia, Ruby, Blake, Crow, Kawayan ve Adriana… Hepsi annesinin ölümünden kâr sağlamıştı.
Andy doğaüstü bir güç değildi; ortada ne Baphomet vardı, ne Şeytan. Bu sadece bir insanın başka insanlara karşı giriştiği bir intikam hikâyesiydi. Ironik şekilde Andy, Caitlyn ve Joey’yi asıl öldürenlerin Shirley ve Floyd olduğunu hiçbir zaman öğrenemedi. Onlar Andy’nin planının parçası bile olamadılar çünkü Paige tarafından öldürülmüşlerdi.
Eğer polis zamanında gelmeseydi, Andy muhtemelen Paige’i de öldürecekti. Portia’nın kalbinin Paige’in odasında bulunması da muhtemelen Andy’nin işiydi. Onu suçlu gibi göstermek için ortamı hazırlamıştı. Andy’nin Paige’e olan öfkesi, onunla ilişkiye girdikten sonra daha da büyüdü. Bu durum, annesine takıntılı olduğu izlenimini veriyor. Paige onun annesini canlandırmıştı. Cinsellik sonrası onu aşağılama şekli ise Andy’nin karakterindeki çürümeyi açıkça gözler önüne seriyordu.
Andy çocuk yaşta büyük travmalar yaşamıştı: dağılmış bir aile, tarikat cinayeti, medyanın baskısı, depresyon nedeniyle kaybedilen bir baba… Ama bu geçmiş, işlediği suçların mazereti olamaz.
Paige ve Andy Gerçek Bir Suç Hikayesine Dönüştü
Finalde, Andy Paige’i de öldürerek hikâyeyi tamamlamak istedi. Aaron’ın cesedindeki pala’ya uzanırken, Paige daha hızlı davrandı ve onu göğsünden bıçakladı. Bu sırada 911 çağrısı yapılmıştı ve polis geldiğinde Paige hâlâ pala’yı elinde tutuyordu.
Andy, son nefesini verirken bile, Paige’i suçlu göstermeye çalıştı. Polis, tetikteydi ve Paige silahı bırakmakta gecikince onu kurşun yağmuruna tuttu. İkisi de hayatını kaybetti. Göz göze geldiler ve “cehennemde görüşürüz” dediler. Andy bu yolculuğa gerçek suçun sömürüsünü durdurmak için çıkmıştı ama işin sonunda kendisi de aynı döngünün parçası oldu.
Ancak olaylar burada bitmedi. Prömiyere katılanlardan biri, Andy ile Paige’in tüm konuşmasını gizlice kaydetmişti. Bu kayıt bir yapım şirketine ulaştı ve hikâye hemen filmleştirildi. Slasher: The Executioner dizisinden Katie McGrath, Paige’in hayatını canlandıran oyuncuyu canlandırdı. Kısaca: kısır döngü yeniden başladı.
Bu kısa sahne bile gösteriyor ki, kapitalizm duygulardan çok daha güçlü. Gerçek suç, aslında insanlığı eğitmek için anlatılması gereken korkunç hikâyelerle dolu. Fakat çoğumuz bu anlatılardan öğrenmiyoruz; aksine, tıpkı bağımlılık yapıcı bir madde gibi, bu içeriklere yeniden ve yeniden maruz kalıyoruz.
Bazen düşünüyorum; keşke hikâyem, popüler kültür tarafından sömürülmek yerine, sadece sıradan bir gazete haberi olarak kalabilseydi. Ama ne yazık ki bu sadece “Hell Motel”in sonunun düşündürdükleri.
Sizin düşünceleriniz neler? Aşağıya yorum bırakmaktan çekinmeyin.