Sevim Ak’ın Duvarlar Resim Olsa isimli kitabının konusu nedir? Duvarlar Resim Olsa kitap özeti, konusu, kitap hakkında bilgi.
Sevim Ak ve “Duvarlar Resim Olsa”
Yazar: Sevim Ak
Yayınevi: Doğan ve Egmont Yayıncılık
ISBN: 9786050926484
Sayfa Sayısı: 100 sayfa
Basım Tarihi: 2015
Sevim Ak’ın 9-12 yaş grubuna yönelik yazdığı “Duvarlar Resim Olsa”, arkadaşlık, dayanışma ve umut gibi temaları dokunaklı bir anlatımla işleyen bir çocuk romanıdır. Hikâye, ana karakter Fulya’nın yeni taşındıkları mahalleye uyum sağlama süreci ve burada karşılaştığı Gülce ile kurduğu özel dostluk etrafında şekillenir. Kitap, yalnızca çocuk okurlara değil, her yaştan okura dokunan evrensel mesajlar içermektedir.
Hikâyenin Özeti
Yeni Bir Mahallede Yeni Bir Hayat
Fulya, yeni taşındıkları mahallede henüz kimseyi tanımadığı için kendini yalnız hissetmektedir. Eski evini, mahalle arkadaşlarını ve o çevredeki canlı yaşantıyı özlemektedir. Ancak şimdi gecekonduların yerini modern binaların aldığı bu yeni ve sessiz sitede yaşamaktadır. Fulya için bu yeni ortam, neşesiz ve monoton bir yerdir. Gün boyunca evde yalnız başına kalan Fulya, sessizliğin ortasında çığlık atarak, uluyarak veya siren sesleri çıkararak kendine bir eğlence yaratmaya çalışır.
Bir gün annesi, evdeki ekmeğin bitmek üzere olduğunu söyler. Fulya, bu fırsatı mahallenin keşfi için bir olanak olarak görür ve annesinden kendisinin bakkala gitmesine izin vermesini ister. Komşularının ihtiyaçlarını da sorarak etrafı tanıyabileceğini düşünen Fulya, hızla yola koyulur. O sırada, karşı evin kapısının aralandığını görür. Başında bir bere ve okyanus mavisi gözleri olan kendi yaşlarında bir kız çıkar karşısına. Fulya, yeni arkadaşının heyecanı ile bakkala gider ve dönüşte, aklında hep okyanus mavisi gözleri olan bu yeni komşusuyla ilgili düşüncelerle doludur.
Yeni Arkadaş: Gülce
Fulya’nın odasının penceresi, komşularının mutfak balkonuna bakmaktadır. Bu iki kız, birbirlerine uzaktan işaretler yaparak, konuşarak ve birlikte vakit geçirmeye çalışarak arkadaş olurlar. Hatta zamanla mektuplaşmaya başlarlar. Ancak her seferinde, bir parmak bereli kızı pencereden içeri çekmektedir. Bu durum, Fulya’nın kafasında birçok soru işareti oluşturur.
Bir sabah, Fulya pencerede bereli kız olan Gülce’yi göremez ve bunun nedenini öğrenmek için annesine komşularına gitmek istediğini söyler. Ancak annesi, henüz tanışmadıkları için bunun mümkün olmadığını belirtir. Ertesi gün, Fulya, Gülce’yi pencerede bir maske ile görür ve bu durumun bir tersliğe işaret ettiğini hisseder. Bir süre sonra, Gülce yine bir parmak tarafından içeri çekilir ve Fulya, onunla iletişim kurmakta zorlanır.
Özel Bir Arkadaşlık ve Dayanışma
Fulya ve Gülce, sonunda bir araya geldiklerinde aralarındaki dostluk hızla gelişir. Gülce’nin lösemi olduğunu öğrenen Fulya, onu desteklemeye ve ona moral vermeye çalışır. Bereli kız Gülce, Fulya için çok özel bir arkadaşa dönüşür. Gülce’nin hastalığı nedeniyle bazı kısıtlamaları vardır; örneğin, el sıkışmaları veya birbirlerine iki karıştan fazla yaklaşmaları yasaktır. Ancak bu kısıtlamalar, aralarındaki bağın kuvvetini azaltmaz. Fulya ve Gülce, sanki yıllardır tanışıyorlarmış gibi birbirlerine yakın hissederler.
Günler böylece geçer ve Fulya okula başladığında, Gülce de aynı okula gelir. Bu durum, iki arkadaşın dostluğunu daha da pekiştirir. Ancak Gülce, lösemi tedavisi için bir süre sonra hastaneye yatırılmak zorunda kalır. Bu süreçte okuldan uzak kalan Gülce, arkadaşlarına duygusal bir mesaj bırakır. Okulda bir kadın resmi çizer ve altına “Duvarlar resim olsa…” diye yazar. Bu mesaj, tüm öğrencileri harekete geçirir.
Okulda Dayanışma ve Duyarlılık
Gülce’nin bırakmış olduğu bu mesaj, sınıf arkadaşlarının ve öğretmenlerinin dikkatini çeker. Öğretmenlerinin teşvikiyle, okulun duvarlarını rengarenk resimlerle doldurmaya başlarlar. Duvarlarda çizilen resimler, şarkılar, hayaller ve çocukların umutlarıyla şekillenir. Böylece okul, Gülce’nin de hayal ettiği gibi canlı ve renkli bir yer haline gelir. Gülce, hastanede olsa bile arkadaşları ona mektuplar yazar, okul anılarını paylaşır ve ona ne kadar değer verdiklerini gösterirler.
Kitaptaki Temalar
1. Arkadaşlık ve Dayanışma
Kitap, arkadaşlığın ve dayanışmanın önemini Fulya ve Gülce arasındaki dostluk üzerinden işler. Fulya, yeni mahalleye alışmaya çalışırken Gülce’yi tanır ve onunla bağ kurar. Gülce’nin sağlık durumu nedeniyle yaşadığı zorluklar, Fulya’nın ona olan desteğiyle daha katlanılabilir hale gelir. İki arkadaşın birbirlerine verdikleri güç, zor zamanlarda dayanışmanın önemini çocuk okurlara öğretir.
2. Empati ve Duyarlılık
Gülce’nin lösemi olması ve arkadaşlarının ona moral vermek için yaptığı resimler, empati ve duyarlılık temalarını işler. Fulya, Gülce’nin hastalığı karşısında duyarlı davranır ve onun kendini daha iyi hissetmesi için çaba gösterir. Aynı zamanda tüm sınıf arkadaşları da Gülce’nin çizdiği resimden etkilenir ve duvarları rengarenk yaparak onu desteklerler. Bu davranış, çocuklara, empati kurmanın ve zor zamanlarda başkalarına yardım etmenin önemini vurgular.
3. Hayal Gücü ve Yaratıcılık
Fulya’nın hayal gücü, onun bu yeni mahallede kendine bir dünya kurmasını sağlar. Arkadaşı Gülce’nin “Duvarlar resim olsa…” dileği, Fulya ve sınıf arkadaşlarının hayal güçlerini harekete geçirir. Duvarlara çizilen resimler, okulu adeta bir sanat galerisinin canlılığına dönüştürür. Böylece çocuklar, hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını kullanarak çevrelerini nasıl güzelleştirebileceklerini keşfederler.
4. Yalnızlık ve Yeni Başlangıçlar
Fulya, yeni taşındıkları mahallede kendini yalnız ve yabancı hisseder. Eski evini, mahallesini ve arkadaşlarını özlemektedir. Ancak, yeni mahallede Gülce ile tanışması, onun yalnızlık duygusunu azaltır ve ona yeni bir başlangıç yapma fırsatı sunar. Fulya, yeni bir arkadaş edinerek yabancılık çektiği bu ortamı kendine ait hissetmeye başlar. Yalnızlık ve yeni başlangıçlar teması, çocuklara değişime adapte olmanın ve yeni arkadaşlıklar kurmanın önemini gösterir.
Kitap Hakkında Genel Yorumlar
Sevim Ak, “Duvarlar Resim Olsa” kitabında çocukların duygu dünyasını ve büyüme sürecini çok samimi bir dille anlatır. Fulya’nın gözünden yaşanan olaylar, okurları çocukların dünyasına yaklaştırır ve onların hissettiklerini anlamalarını sağlar. Özellikle Fulya ve Gülce’nin dostluğu, çocuklara arkadaşlığın değerini anlatırken, aynı zamanda zorluklarla başa çıkmak için dayanışmanın önemini gösterir. Sevim Ak’ın duyarlılığı, çocuk okurlara güçlü bir mesaj verir: Herkes zor zamanlar yaşayabilir, ancak yanında destek olacak arkadaşlar varsa bu süreci daha kolay atlatabilir.
Kitap, okurlara lösemi gibi sağlık sorunları karşısında duyarlılık göstermenin ve başkalarının duygularını önemsemenin önemini anlatır. Fulya’nın ve sınıf arkadaşlarının Gülce’ye duyduğu sevgi ve destek, çocukların hem dostluk hem de empati kavramlarını içselleştirmelerine yardımcı olur.
Sonuç: “Duvarlar Resim Olsa”nın Gücü ve Mesajı
“Duvarlar Resim Olsa“, çocuklara hem dostluğu hem de hayatta karşılaşılan zorluklarla başa çıkmayı öğreten, dokunaklı ve ilham verici bir hikayedir. Fulya’nın yeni mahalleye uyum süreci, Gülce ile tanışması ve onu desteklemesi, çocuklara arkadaşlığın değerini anlatır. Aynı zamanda, Gülce’nin “Duvarlar resim olsa…” dileği, çocukların yaratıcılıklarını kullanarak çevrelerini güzelleştirme gücünü keşfetmelerine ilham verir. Bu hikaye, zor zamanlarda bile iyimserliği koruma ve çevremizdeki insanlara destek olma konularında önemli dersler içerir.
Sevim Ak’ın güçlü anlatımı ve karakterlerin içtenliği, kitabı çocuk edebiyatının unutulmaz eserlerinden biri haline getirir. Fulya ve Gülce’nin dostluğu, çocuklara hayatta karşılaşabilecekleri zorluklar karşısında nasıl güçlü durabileceklerini gösterirken, aynı zamanda dostluğun insan ruhuna verdiği derin huzuru anlatır