19. yüzyılda Osmanlı Devleti hangi siyasi ve ekonomik zorluklarla karşılaştı? Fransız İhtilali ve Sanayi Devrimi Osmanlı’yı nasıl etkiledi? Hangi padişahlar bu dönemde tahtta bulundu? Dağılma süreci nasıl başladı ve nasıl ilerledi? Bu yazıda XIX. yüzyıl Osmanlı tarihini tüm yönleriyle keşfedin.
XIX. Yüzyılda Osmanlı Devleti Neden Zayıfladı?
18. yüzyılda Osmanlı Devleti, “kaybedilen toprakları geri alma” politikasını benimsemişti. Ancak bu politika başarısızlıkla sonuçlandı. Bunun sonucunda Osmanlı yönetici kadrosu, devletin artık kendi başına topraklarını koruyamayacak kadar güçsüz olduğunu fark etti.
Ayrıca, Fransız İhtilali’nin etkisiyle, sadece askeri alanda yapılan Avrupa tarzı ıslahatların yeterli olmadığı anlaşıldı. Devletin çözülmesini durdurmak için daha kapsamlı ve çok yönlü reformlar yapılması gerektiği ortaya çıktı.
XIX. Yüzyılda Tahtta Bulunan Osmanlı Padişahları
XIX. yüzyılda Osmanlı tahtına çıkan padişahlar şunlardır:
-
III. Selim (1789–1807)
-
IV. Mustafa (1807–1807)
-
II. Mahmut (1807–1839)
-
Abdülmecid (1839–1861)
-
Abdülaziz (1861–1876)
-
V. Murat (1876–1876)
-
II. Abdülhamit (1876–1909)
-
V. Mehmet Reşat (1909–1918)
-
VI. Mehmet Vahdettin (1918–1922)
XIX. Yüzyılın Siyasi Olayları ve Gelişmeleri
19. yüzyıl, Osmanlı Devleti için çalkantılı ve çözülmeye giden bir dönem olmuştur. Özellikle:
-
Avrupalı devletler, azınlık haklarını bahane ederek Osmanlı’nın iç işlerine karışmaya başlamışlardır.
-
Balkanlar’da bağımsız millî devletler kurulması, bu politikaların doğrudan sonucudur.
-
Artan ekonomik rekabet nedeniyle, kapitülasyonlar ve alacaklar öne sürülerek Osmanlı egemenlik hakları kısıtlanmıştır.
Bu gelişmelerin sonucunda, Osmanlı Devleti’nin iç sorunları uluslararası sorunlar hâline gelmiştir.
Dağılma Sürecindeki Temel Politikalar
XIX. yüzyıl, Osmanlı tarihçiliğinde genellikle Dağılma Dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemde izlenen temel politikalar şunlardır:
-
Toprak kayıplarını önlemek amacıyla askerî düzenlemelere önem verilmiştir.
-
Ancak Osmanlı’nın askerî gücünün yetersizliği anlaşılınca, “denge politikası” uygulanmaya başlanmıştır.
-
Denge politikası, Osmanlı’ya karşı saldırı durumunda, büyük devletlerin çıkarlarının çatıştırılması ve böylece birinden yardım alınması üzerine kurulmuştur.
-
Bu politika, dağılma sürecini yavaşlatmış, ancak yıkılışı engelleyememiştir.
-
Denge politikası uğruna Osmanlı Devleti, ekonomik ve siyasi tavizler vermek zorunda kalmıştır.
-
Bu da, Osmanlı’nın uluslararası saygınlığının zedelenmesine yol açmıştır.
-
Islahatlar ve Modernleşme Çabaları
Dağılma Dönemi’nde, Osmanlı yönetimi, toplum yapısındaki bozulmaları ve kurumların çöküşünü durdurmak için Avrupa’yı örnek alan kapsamlı ıslahatlara yönelmiştir.
-
Önceki yüzyıllarda sınırlı alanlarda yapılan yeniliklerden farklı olarak, bu dönemde ıslahatlar:
-
Askerî,
-
Ekonomik,
-
Kültürel,
-
Hukukî,
-
Eğitim,
-
ve idari alanlar dahil olmak üzere çok daha geniş çaplı olmuştur.
-
Fransız İhtilali ve Sanayi Devrimi’nin Osmanlı Üzerindeki Etkileri
Bu dönemde Osmanlı Devleti’ni en fazla etkileyen dış gelişmeler:
➤ Fransız İhtilali (1789)
-
Ulusçuluk (milliyetçilik) akımını yaymış ve Osmanlı’daki çok uluslu yapıyı derinden sarsmıştır.
-
Bu ideoloji, özellikle Balkanlar’da bağımsızlık hareketlerini tetiklemiş ve Osmanlı’nın bu bölgelerdeki hâkimiyetini kaybetmesine yol açmıştır.
➤ Sanayi Devrimi
-
Sanayi İnkılabı, Avrupa devletlerinin hammadde arayışını artırmıştır.
-
Bu nedenle, Osmanlı’nın sahip olduğu zengin doğal kaynaklara sahip Kuzey Afrika ve Orta Doğu toprakları, Avrupalı güçlerin ilgi odağı hâline gelmiştir.
-
Sonuç olarak, Osmanlı bu bölgelerde de önemli toprak kayıpları yaşamıştır.
🔚 Sonuç
19. yüzyıl, Osmanlı Devleti için çöküş sürecinin hızlandığı, egemenlik haklarının zayıfladığı, iç isyanların dış müdahalelerle büyüdüğü bir dönemdir. Bu dönemde izlenen denge politikası ve yapılan Avrupa tarzı ıslahatlar, dağılmayı geciktirmiş, fakat engelleyememiştir.
Fransız İhtilali’nin yaydığı milliyetçilik anlayışı ve Sanayi Devrimi’nin ekonomik sonuçları, Osmanlı’yı çok yönlü baskı altına almıştır. Böylece, XIX. yüzyıl, Osmanlı’nın tarih sahnesinden silinmesine giden yolun en kritik basamağı olmuştur.